Kaçımız fotoğraf makinesi kullanıyor artık…
Hangimiz kütüphaneye gidip eski ansiklopedilerden araştırma yapıyor…
Kimler para transferi için sürekli bankaya gidiyor…
Kaç kişi randevularını giderek yüz yüze alıyor…
Ofisimizden evimizden çıkmadan bir çok toplantıya katılanların sayısı oldukça fazla…
Örnekleri oldukça artırabiliriz…
Anlaşılan şu ki dijital dönüşüme en hızlı ayak uyduran kesim insanlar…
Ya özel sektör, kamu kurumları…
Bir örnek vermek gerekirse Güney Kore’de teknolojiye en hızlı ayak uyduran Kamu Kurumları
olmuştur. Araştırmaya değer bir bilgi.
Her birimiz bu dijitalleşmeye ayak uydururken şirketlerin de dijitalleşme de geri kalmamaları önemli…
Özellikle imalat sanayisindeki firmalar için oldukça önemli bir konu…
İmalat sanayisinde Türkiye’nin fiyat avantajı olduğu ancak dijital dönüşüme ayak uyduramaz ise bu
fiyat avantajını kaybedecektir.
Dünyada dijital dönüşüme genel bir bakış yapacak olursak;
Rakamlarla Dünyada Dijital Dönüşüm
Mastercard’ın Tufts Üniversitesinde The Fletcher School ile birlikte oluşturduğu Dijital Dönüşüm
Endeksi 2017 raporlarına göre ülkeler 4 grupta ele alınıyor;
1- Durağan ülkeler; İskandinav ülkeleri, Güney Kore, Avustralya, Kanada, ABD ve Almanya olarak
sıralanıyor. Durağan ülkeler, başlarda dijital dönüşümde büyük ilerlemeler kaydedip sonrasında
durağanlaşmaya başlayan ülkeler olarak nitelendiriliyor.
2- Öne çıkan ülkeler; Singapur, İngiltere, Yeni Zelanda, Birleşik Arap Emirlikleri, Estonya, Hong Kong,
Japonya ve İsrail olarak belirtiliyor. Bu ülkeler ise dijital dönüşümde hızlı gelişim gösteren ülkeler
olarak yer alıyor.
3- Riskli ülkeler; Güney Afrika, Peru, Mısır, Yunanistan ve Pakistan olarak sıralanıyor. Dijital gelişimi ve
adaptasyonu oldukça zayıf kalan ülkeler olarak tanımlanıyor.
4- Kabuğunu kıran ülkeler arasında ise Çin, Malezya, Endonezya, Kenya, Filipinler, Rusya, Hindistan,
Şili, Brezilya, Kolombiya, Meksika ve Türkiye yer almaktadır. Bu ülkeler, dijital gelişim anlamında geri
kalmış ülkelere kıyasla dönüşüme çok daha hızlı adapte olan ve her geçen gün ivme kazanan ülkeler
olarak nitelendiriliyor.
Norveç, Danimarka, İsveç, Finlandiya, Güney Kore, Avustralya, Kanada, ABD ve Almanya’nın yer aldığı
durağan ülkeler kategorisi, geçmiş yıllarda dijital dönüşüm alanında güçlü büyüme göstermiş ancak
büyüme hızında yavaşlama gözlemlenmiş ülkeleri kapsıyor. Bu kategorideki ülkelerin dijitalleşmenin
gerisinde kalmamaları için inovasyon yatırımlarına ara vermeden devam etmeleri gerektiği öneriliyor.
Dijitalleşme sürecinde öne çıkan ülkelerin ‘dijital elitler’ olarak nitelendirildiği ülkeler arasında yer
alan BAE, Singapur ve Hong Kong’un küçük bir coğrafyaya sahip olmalarına rağmen uluslararası
önemli ticaret merkezleri olarak konumlanmış olmaları sebebiyle dijitalleşmeye öncülük ettikleri
vurgulanıyor. Bunun yanı sıra devlet politikalarındaki gelişmeler ve start-up sayılarının hızla artması,
bu ülkelerin dijitalleşme süreçlerinin hızlanması için bir avantaj olarak gösteriliyor. Dolayısıyla
girişimciliğin yaygınlaştığı bir ülkede dijital dönüşümün de bir o kadar yaygınlaşacağını söylemek
yanlış olmaz.
Dijital dönüşümde geri kalmış olan Güney Afrika, Peru, Mısır, Yunanistan ve Pakistan gibi ülkelerin
gerekli aksiyonları almamaları durumunda dijital dönüşüm rekabetinde oldukça alt seviyelerde
kalacakları öngörülüyor. Raporda yer alan verilere göre; bu ülkelerin özellikle mobilde internet
kullanımının yaygınlaştırılması yönünde bir strateji oluşturması gerekiyor.
Yayımlanan raporda aralarında Türkiye’nin de yer aldığı ‘kabuğunu kıranlar’ kategorisindeki ülkeler,
dijital dönüşüm konusunda lider ülkelere göre geride kalsalar da hızla ilerleme kaydeden ülkelerdir.
Bu nedenle yatırımcılar açısından bu ülkelerin oldukça stratejik bir konumda oldukları söylenebilir.
Dünyada genel anlamıyla durum bu şekilde…
Ya Türkiye;
Türkiye’nin geçmişten günümüze dijital dönüşümü ve gelecek planlarını bir sonraki yazımızda
bulabilirsiniz…