İran uranyum zenginleştirme için 2008 yıllarında bir üst kurar ve burada çalışmalarına başlar. Bunun için bir çok teknik malzemeyi dışardan da almıştır. Herhangi bir saldırı olmasın diye sistemin hiçbir internet bağlantısı olmadığı gibi bölgeye de giriş çıkışlar üst düzey güvenlik önlemleri ile korunmaktadır.
İran’nın bu konuda çalışmalarını baltalamak için istihbarat örgütleri bir plan yapar ve sistemin çökertilmesi için bir virüs tasarlar ve bunu flaş belleklere kopyalarlar. Uranyum zenginleştirme üstünde çalışan bir çok kişiyi tespit edip onların rutinleri arasında olan yerlere hayatın akışını bozmayacak şekilde USB leri koyarlar (kaybedilmiş gibi).
Ve bir gün orada çalışan birisi kayıp edildiğini düşündüğü bir USB bulur…
Sonra…
Bu kişi bu USB’yi kendi işlerinde kullanmaya başlar. Uranyum üretim üstünde bir bilgi almak için USB’ye ihtiyaç duyulduğunda benim bir flaş belleğim var deyip onu sisteme taktığı anda artık sisteme virüs bulaşmıştır.
Bu virüs öyle bir mimariye sahip ki sistem de hiçbir aksaklık yokmuş gibi gösterip sistemin hatasız çalıştığı imajını vermektedir. Ve uzun zaman sonra sistemde bir hata olduğunu fark ederler ama iş işten çoktan geçmiştir.
İran’ın bu büyük yatırımı artık kullanılamaz haldedir.
Buradan çıkarılması gereken en önemli ders.
Bilmediğiniz taramasını yapmadığınız bir USB yi kullanmayınız.
İstediğiniz kadar önlem de alsanız insan faktörünü kontrol etmenin zorluğunun bilincinde olunuz.
Artık çağımız da siber güvenlik oldukça önemli. Dijitalleşmenin önünde ki en büyük tehlikelerden birisi de siber saldırılar.
Nasıl korunmanız gerektiği konusunda uzman kişilerden gerekli bilgileri almalısınız.
Peki bu saldırılar kimlerden gelir;
- Bilgisayar Saldırganları (Hacker)
- Organize suç örgütleri
- Mutsuz çalışanlar
- Rakipler
- Teröristler
- Aktivistler
- Ekoteröristler
- Ulus devletler
Burada en dikkat çekici olan bence mutsuz çalışanlar….
Sağlıcakla kalın…